tag:blogger.com,1999:blog-57710046696180080562024-02-08T10:38:03.130-08:00YARIŞ(MA!) YARIŞTIR(MA!) İMZA KAMPANYASIEĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comBlogger10125tag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-61623011899198358952012-01-12T13:12:00.000-08:002012-01-12T13:13:43.309-08:00MEB'den Resmi Açıklama MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından resmi bir açıklama yapılmıştır. <br />
<br />
<div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><b>T.C Milli Eğitim Bakanlığı</b></div><b> </b><br />
<div style="text-align: justify;"><b>Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı</b></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><b>Sayı:</b> B.08.0.TTK.0.01.00.00.010.99</div><div style="text-align: justify;"><b>Konu:</b> Bülent Sezgin’in Dilekçesi</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">02.01.2012*000041</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Sayın Bülent Sezgin,</div><div style="text-align: justify;">İlgi: a) 15/2/2010 tarihinde Bakanlığımıza hitaben yazdığınız dilekçe ve eki.</div><div style="text-align: justify;">b) 29/12/2011 tarihli Başkanlığımıza hitaben yazdığınız dilekçe ve ekleri.</div><div style="text-align: justify;">13/1/2005 tarih ve 25699 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinin “Tiyatro Çalışmaları” başlığı ile verilen 26 ncı maddesinin değiştirilmesi hakkında Bakanlığımıza ilgi (a) ve Başkanlığımıza gönderdiğiniz ilgi (b) dilekçeleriniz incelendi.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Bakanlığımız Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinin amacı, kapsamı ve dayanağı gözden geçirildiğinde önerilerinizin çok farklı olmadığı görülmektedir. Ancak yaptığınız değerlendirmeler Bakanlığımızın yapacağı Yönetmelik değişikliği çalışmalarında değerlendirilmek üzere Bakanlığımız ilgili birimlerine gönderilmiştir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Bilgilerinize arz ederim.</div><div style="text-align: justify;">Zafer Çelik</div><div style="text-align: justify;">Eğitim Sistemleri ve Politikaları Grup Başkan V.</div>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-89072676872801896812011-01-26T13:34:00.000-08:002011-01-26T13:34:10.449-08:00Tiyatro Yarışmaları Bakanlığın Gündeminde!1 Temmuz 2010 tarihinde bu blogda Tiyatro Yarışmaları Kaldırılıyor mu? adıyla bir haber yayınlamıştı. Hem haberdeki gelişmeleri takip etmek hem de sürecin nasıl ilerlediğini öğrenmek için 20 Ocak Perşembe günü saat 11.00’da MEB Talim Terbiye Kurulu Mevzuatı Geliştirme ve Şube Müdürü Adnan Sığın ve yetkili bir görevli ile Ankara’da bir görüşme yaptım. Bu kurumla yapılan 3. görüşme olmuştur.<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">Görüşmede geçen yıl başlattığımız Yarış(ma) Yarıştır(ma) kampanyası ile ilgili görüşlerimizi ve somut talepleri içeren yazılı dosyayı kuruma 3. kez sundum. Hatırlanacağı üzere, yasal başvurular Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Bölümü adına Bülent Sezgin, Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü adına Doç. Dr Tülin Sağlam ve 9 Eylül Üniversitesi Oyunculuk Bölümü öğretim görevlisi Yar. Doç Selda Ergün tarafından yapılmıştı. Kampanya çağrı metni ve alternatif tüzük önerileri <a href="http://tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com/">http://tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com </a>ve <a href="http://mimesis-dergi.org/2011/01/tiyatro-yarismalari-bakanligin-gundeminde/www.mimesis-dergi.org" title="www.mimesis-dergi.org ">www.mimesis-dergi.org </a>adreslerinde yayınlanmıştı.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Dünkü görüşmede ise sayın Adnan Sığın, Yarış(ma) Yarıştır(ma) kampanyasının sözcüleri tarafından iletilen somut taleplerin değerlendirildiğini, kesinlikle taleplerimizi görmezden gelmek ya da unutturmak gibi bir amaçları olmadıklarını, ancak kapsamlı bir değişim için MEB’nın Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğine dair bir çalıştay yapılacağını söyledi. Bu çalıştaya tiyatro ve drama eğitimcilerinden bir heyetin davet edilebileceğini söyledi. Ayrıca hâlihazırda var olan yönetmelikte “yarışma yapılır” diye bir madde olmadığını, ancak il ya da ilçe milli eğitim müdürlüklerinin yarışmalar düzenlediğini belirtti. Bu yüzden konuya duyarlı eğitimcilerin il ya da ilçe milli eğitim düzeyinde başkanlarla bu konuyu görüşebileceğini ve yaşanan sorunları aktarmalarını önerdi.</div>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-52410027775610451542010-07-01T14:45:00.000-07:002010-07-01T14:47:00.187-07:00Tiyatro Yarışmaları Kaldırılıyor mu? Son gelişmeler....<div style="text-align: justify;"><b>Tiyatro Yarışmaları Kaldırılıyor mu? Son gelişmeler....</b><br />
<br />
MEB Talim Terbiye Kurulu Mevzuatı Geliştirme ve Şube Müdürü Adnan Sığın ile dün telefonla görüşüldü. Adnan Sığın, Yarış(ma) Yarıştır(ma) kampanyasının sözcüleri tarafından iletilen somut taleplerin değerlendirildiğini, yaz ayı nedeniyle sürecin yavaş işlediğini ancak genel mantık olarak tiyatronun yarışma formatından çıkarılması konusunda komisyonda uzlaşı olduğunu bildirmiştir. Ancak iki üç ay daha beklenmesi gerektiğini ve olası bir tüzük değişikliği için zamana ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. <br />
</div><div style="text-align: justify;">Bilindiği üzere Ocak ayında başlayan Yarış(ma) Yarıştır(ma) kampanyasında 180 eğitimci ve sanatçı tiyatronun standart bir ölçümünün yapılamayacağı düşüncesinden hareketle tiyatro yarışmalarının kaldırılmasını talep etmiş ve sosyal etkinlikler yönetmeliğinin demokratik ve çağdaş bir içeriğe kavuşması için değişiklik önerilerini içeren alternatif önerisini MEB Talim Terbiye Kurulu komisyonlarına sunmuştur. Yasal başvurular Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Bölümü adına Bülent Sezgin, Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü adına Doç. Dr Tülin Sağlam ve 9 Eylül Üniversitesi Oyunculuk Bölümü öğretim görevlisi Yar. Doç Selda Ergün tarafından yapılmıştı. Kampanya ve alternatif tüzük önerileri <a href="http://tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com/">http://tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com</a> ve <a href="http://www.mimesis-dergi.org/">www.mimesis-dergi.org</a> adreslerinde yayınlanmıştı. <br />
<br />
<br />
Ayrıca Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi tarafından düzenlenen Eğitimde İyi Örnekler Konferansında da “Rekabetçi Olmayan Sanat Festivalleri İçin Model Önerisi” başlığıyla Bülent Sezgin tarafından sunumu yapılarak eğitim kamuoyunun gündemine sokulmuş ve 1.Uluslararası Doğa Koleji Tiyatro festivalinde 5000 seyirci ve 200 çocuk ve genç tiyatro üreticisi nezdinde proje hayata geçirilmişti. </div><div></div>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-50535896510397807052010-03-31T03:12:00.000-07:002010-03-31T03:14:38.081-07:00MEB/Talim Terbiye Kurulu Görüşmesi ve Yeni Bir Tiyatro Yönetmeliği Önerisi<b>MEB/Talim Terbiye Kurulu Görüşmesi ve Yeni Bir Tiyatro Yönetmeliği Önerisi</b><br />
<br />
<div style="text-align: right;"><i>Raporu hazırlayan: BÜLENT SEZGİN </i></div><div style="text-align: justify;"><br />
26 Mart Cuma Günü 14.00’da “Tiyatro Bir Yarışma Değildir Kampanyası’nın somut taleplerini görüşmek üzere Ankara’da MEB/Talim Terbiye Kurulu Eğitim Öğretim Program Dairesi’nde 1 saatlik bir toplantı yapılmıştır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Kampanya sözcüleri olarak Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Etkinlikleri Koordinatörü ve Tiyatro Boğaziçi üyesi Bülent Sezgin, Ankara Üni. DTCF Tiyatro Bölümü öğretim görevlisi ve ASSİTEJ Türkiye Merkezi Başkanı Doç Dr Tülin Sağlam ve ODTÜ Eğitim Fakültesi doktora öğrencisi, OLUŞUM Drama Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi Gökçen Özbek’den oluşan bir heyet, Talim Terbiye Kurulu Eğitim Öğretim Program Dairesi Şube Başkanı Namık Sönmez ve Mehmet Ülger ile bir araya gelmiştir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Görüşmede Tiyatro Bir Yarışma Değildir Kampanyası’nın hedef ve amaçları aktarılmış ve EK 1’deki sosyal etkinlikler yönetmelik değişikliği önerisi Talim Terbiye Kurulu’na sunulmuştur. Talim Terbiye Kurulu Eğitim Öğretim Program Dairesi Şube Başkanı Namık Sönmez ve Mehmet Ülger; görüşmede özet olarak eğitimcilerin kaygılarını anladıklarını, yakın bir zaman içinde Sosyal Etkinlikler Yönetmelikleri ile ilgili değişiklik gündeminin olacağını, bu yüzden de resmi kurumlar adına (ilk ve orta öğretim kurumu ya da üniversite) yazılı gerekçelendirmeyle resmi başvuru yapılmasını talep etmişlerdir. Bu yazılı talebin süreç içinde komisyonda değerlendirileceğini belirtmişlerdir. Resmi anlamda yazılı talep İstanbul’da Doğa Koleji ve başkentte Ankara Üniversitesi tarafından yapılacaktır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Yazılı başvuruların artması kampanyanın geleceği açısından oldukça faydalı olacaktır. İmza kampanyasına katılmış herkesten bu konuda destek ve önerilerin gelmesi, bir kampanyanın sonuca ulaşması noktasındaki bireysel ve kurumsal sosyal sorumluluk bilincidir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Yarışma Değil Buluşma kampanyası için bugüne kadar Türkiye Özel Okullar Birliği ile görüşülmüştür. Ancak yapılan 2 görüşmeden sonra kendilerinden yazılı açıklama önerisi gelmemiştir. Yapılan telefon görüşmesinde, Türkiye Özel Okullar Birliği yöneticisinin ilk 2 görüşmenin aksine bir tavır içinde olduğu bilgisi verilebilir. Türkiye Özel Okullar Birliği ile görüşmeler hala sürdürülmektedir. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Bir diğer olumlu gelişme olarak, Sabancı Üniversitesi EĞİTİM REFORMU GİRİŞİMİNİN düzenlediği 7. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı'nda "Yarışma Değil Buluşma: Rekabetçi Olmayan Sanat Festivalleri İçin Model Önerisi" adlı sözlü sunuma yer verilmesidir. (bkz: http://www.erg.sabanciuniv.edu) Türkiye'nin değişik illerinden gelen yaklaşık 1500 eğitimcinin katıldığı bir platformda bu tarz bir sunumun yapılacak olması kamuoyunu bilgilendirmek adına oldukça önemlidir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><b>Yeni Bir Tiyatro Yönetmeliği Önerisi</b></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">25699 nolu Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’ni (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25699_0.html) Tiyatro Çalışmaları bölümüne dair Bülent Sezgin ve Ceren Arzu Okur tarafından hazırlanmış taslak öneri aşağıdaki gibidir. Öneri hazırlanırken Nezan N. Çelebi’nin 19 Mart 2010 tarihinde yazdığı MEB: Yarış-(ma)-Yarıştır-(ma) adlı yazıdan da yararlanılmıştır. (http://www.daplatform.com)</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Öneri dikkatle okunduğunda (varolan haliyle karşılaştırılarak) sadece yarışma meselesinin değil, ifade özgürlüğü, sansür vs. konulara dair demokratik açılım önerileri yapıldığı görülecektir. Resmi yazılı başvurular yapılmadan önce kamuoyundan gelecek önerilerin değerlendirilmesinin yararlı olacağını düşünmekteyim.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><b>EK 1: Tiyatro Çalışmaları (YENİ ÖNERİ)</b></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Madde 26 — Ulusal eğitimin genel amaçları doğrultusunda öğrencilerin evrensel etik değerlere, insan haklarına ve demokrasiye saygılı bir şekilde estetik duygularını güçlendirmek, güzel sanatlar alanındaki yetenek ve becerilerini artırmak, serbest zamanlarını üretken bir şekilde değerlendirmek ve okul-çevre arasındaki bağları sağlamlaştırmak amacıyla tiyatro çalışmaları düzenlenir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Tiyatro çalışmalarında;</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">a) Seçilen oyunlar pedagojik anlamda öğrencilerin yaş grubu özeliklerine uygun olmalıdır. Ders dâhilinde ya da dışında yapılacak tiyatro ve drama etkinliklerine öğrencilerin geniş ölçüde gönüllü katılımı teşvik edilmeli, öğrencilerin kendi duygu ve düşüncelerini özgürce yansıtabileceği sosyal kulüp ortamının yaratılması özendirilmelidir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">b) Tiyatro kulüpleri tarafından üretilen sahne performansları yılın değişik dönemlerinde sahne ve altyapı olanaklarının imkân verdiği ölçüde sergilenir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">c) MEB ilgili eğitim ve sanat kurumlarıyla işbirliği içinde ortak tiyatro metin inceleme ve analiz komisyonu kurar. Bu komisyon ulusal ve evrensel etik değerlere saygılı, anadilin doğru, güzel ve etkili olarak kullanıldığı, insanlık ve doğa sevgisi kazandıran oyun metinlerinin oynanmasını teşvik eder. Ayrıca çağımızın gereklerine uygun, içinde yaşadığımız toplumu anlatan süreç merkezli drama-doğaçlama çalışmalarının yapılması ve özgün tiyatro metinlerinin üretilmesi özendirilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">d) (Değişik bent:2.3.2/00826804 RG) Oyunların, öğrencilerin yaş ve sınıf seviyelerine uygun olarak seçilmesine özen gösterilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">EK OLARAK ÖNERİLEN BENT: Tiyatro ve drama alanlarında Türkçe ya da yabancı bir dilde yarışma düzenlenemez. Jüri değerlendirmesine tabi olmayan tiyatro şenliği, buluşması ve festivallerinin düzenlenmesi özendirilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">e) Oyunlarda ağırlıklı olarak okulun öğrencilerine, istemeleri hâlinde öğretmenlerine, diğer personeline ve velilerine de rol verilebilir. Diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan oyunlarda öğrencilerin görev alabilmeleri için velilerinden ve okul yönetiminden izin alınır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">f) Oyunlarda kullanılan dekor ve kostümler oyunun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde hazırlanmalı, tiyatro prodüksiyonu için okul aile birliği ya da okul genel bütçesinden fon ayrılmalıdır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">g) Okullarda Türkçe dışındaki dillerde yazılmış oyunlar da oynanabilir. Bu oyunlar çocukların dil kapasitesine uygun bir şekilde hazırlanmalıdır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">h) Oyunlarda ve çeşitli gösterilerde yaralayıcı, öldürücü, zehirleyici araç-gereç ve malzemenin kullanılmamasına özen gösterilmelidir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">ı) (Değişik bent: 12.8.2005/25904 RG ) Tiyatro çalışması yapan öğrencilerin oynamak istediği yazılı metinler, ilgili öğretmen, sanatçı ve yöneticilerin oluşturduğu komisyon tarafından incelenir. Evrensel demokrasi ve sanatsal ifade özgürlüğü kriterleri çerçevesinde, oyunların oynanması konusunda ortak bir uzlaşı sağlanır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><b>EK 2: Tiyatro Çalışmaları (Yönetmeliklerde geçerli olan hükümler, var olan yönetmelik)</b></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Madde 26 — Türk Millî Eğitiminin genel amaçları doğrultusunda öğrencilerin millî ve estetik duygularını güçlendirmek, güzel sanatlar alanındaki yetenek ve becerilerini artırmak, serbest zamanlarını değerlendirmek ve okul-çevre arasındaki bağları sağlamlaştırmak amacıyla tiyatro çalışmaları düzenlenir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Tiyatro çalışmalarında;</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">a) İlköğretim okullarında skeç türü kısa oyunlara, orta öğretim kurumlarında skeç ve daha uzun oyunlara yer verilebilir. Ders dışı zamanlarda yapılacak bu etkinliklere öğrencilerin geniş ölçüde katılımı sağlanır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">b) Büyük oyunlar; millî bayram, önemli gün, hafta ve yıl dönümlerinde ya da ders yılı sonunda olmak üzere en fazla iki defa gerçekleştirilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">c) Bakanlıkça tavsiye edilmiş, öğretmen veya öğrencilerce yazılmış ya da çevrilmiş, millî ve manevî duyguları canlı tutan, aile, vatan ve millet sevgisini yücelten; insanlık ve doğa sevgisini kazandıran; Türkçe'nin doğru, güzel ve etkili olarak kullanıldığı öğrenci seviyesine uygun oyunlar temsil edilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">d) (Değişik bent:2.3.2/00826804 RG) Oyunların, öğrencilerin yaş ve sınıf seviyelerine uygun olarak seçilmesine özen gösterilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">e) Oyunlarda ağırlıklı olarak okulun öğrencilerine, istemeleri hâlinde öğretmenlerine, diğer personeline ve velilerine de rol verilebilir. Diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan oyunlarda öğrencilerin görev alabilmeleri için velilerinden ve okul yönetiminden izin alınır.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">f) Oyunlarda dekor ve kostümlerin sadeliğine ve doğallığına özen gösterilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">g) Okullarda yabancı dille yazılmış küçük oyunlar da oynanabilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">h)Oyunlarda ve çeşitli gösterilerde yaralayıcı, öldürücü, zehirleyici araç-gereç ve malzemenin kullanılmamasına özen gösterilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">ı) Değişik bent: 12.8.2005/25904 RG ) Oyunların metinleri, okul müdürlüğünce müdür yardımcısının başkanlığında en az biri alan öğretmeni olmak üzere üç öğretmenden oluşturulan komisyonca incelenir. Oyunların oynanmasında sakınca olmadığına ilişkin rapor okul müdürünce onaylandıktan sonra bu etkinlikler gerçekleştirilir.</div>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-3154509197886168942010-01-24T05:26:00.001-08:002010-01-24T05:26:41.396-08:00Tiyatro ve Eğitim Camiası Kamuoyuna-Kampanya Sürecine Dair Bir Değerlendirme<b>Tiyatro ve Eğitim Camiası Kamuoyuna<br />
<br />
Ocak 2010’da sanat, tiyatro ve drama eğitimcilerinin çağrısıyla başlayan YARIŞ(MA!) YARIŞTIR(MA!) kampanyasında 3 hafta sonunda 166 birey ve kurum kampanyayı desteklediğini belirterek imza atmıştır. Hatırlanacağı üzere kampanyanın temel hedefi tiyatro yarışmalarının çocuklar, gençler ve yetişkinler üzerinde yarattığı psikolojik ve pedagojik hasarlara dikkat çekmek, sanatın rekabet, sansür ve yargılama nesnesi olarak kullanılmasına itiraz etmekti. <br />
<br />
Kampanya sürecinde www.tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com adresinde görüş belirten tiyatrocuların, sanat ve drama eğitimcilerin ortaya attığı görüşler şu şekilde özetlenebilir.<br />
<br />
1) Yarışma formatında düzenlenen tiyatro festivalleri ortaya çıkardığı sorunlar göz önüne alındığında iptal edilmelidir. Tiyatro sanatı üreticisini baskı altına almadan ve özgürce yapılmalıdır. Bir sanat dalı olarak tiyatro standart bir ölçme-değerlendirmeye tabi tutulamaz. Bu anlamda estetik beğeninin tek-tipleştirici ölçütlerle değerlendirilmesi bilimsel değildir. <br />
<br />
2) Sanatsal niteliği artırmak için kriterler gereklidir, ancak salt yetişkin ve uzman mantığına dayalı jüri sistemi farklı problemleri devreye sokmaktadır. Salt ürün ve sonuç merkezli bir eleştiri pratiğini esas alan jüri anlayışı lav edilmelidir. Sanatın nitelikli yapılmasını teşvik etmek için eğitsel paradigmayı esas alan, süreç-merkezli ve demokratik perspektifle hareket eden uzmanlar topluluğu devreye sokulmalıdır. <br />
<br />
<br />
3) Bazı eğitimciler tek-tipleştirici müsamere mantığının kırılması için tiyatro yarışmalarının olumlu işleve sahip olduğunu belirtmektedirler. Örneğin okul yönetimleri sırf yarışmalar olduğu için tiyatroya maddi manevi yatırım yapmakta ve destek vermektedir. Bu görüşün bir gerçekliğe dayandığı aşikardır. Ancak kampanyayı düzenleyen eğitimciler yarışma formatının tiyatronun yeşermesi ve gelişmesi için tek çözüm olmadığını düşünmektedir. Yarışmaya rağmen tiyatro, ilkesel olarak reddedilmelidir. Ayrıca yarışmaların kaldırılması tiyatronun iptali anlamına gelmemektedir. Asıl hedef ve amaç ilgili kurumları, “rekabetçi ve sansürcü olmayan” bir festival mantığına ikna edebilmek olmalıdır. Güç birliği yapıldığında, somut ve yapıcı taleplerle ortaya çıkıldığında bu haklı talebin karşılığını bulacağı aşikârdır. <br />
<br />
4) Canlı performansa dayalı bir sanat türü olan tiyatro söz konusu olduğunda, öğrencilere verilecek ödüllerin yarışma havasını kıracak şekilde düzenlenmesi daha uygun olacaktır. Sonuç-merkezli çalışan profesyonel alanı birebir taklit edecek şekilde ödül törenleri yapılması yerine, alternatif ödül mekanizmaları yapılabileceği ifade edilmiştir. Bu yüzden de geçici haz veren ya da kalıcı hayal kırıklığı yaratan ödül anlayışının değişmesi önerilmektedir. <br />
<br />
5) Tiyatronun toplum tabanına yayılması, geleceğin seyircisi ve sanat üreticilerinin yetişmesi bağlamında asıl önemli olan devletin ve özel sektörün sanata altyapı desteği vermesidir. <br />
<br />
Bizler aşağıda imzası bulunanlar, yukarıdaki taleplerimizin hayata geçmesi noktasında imza kampanyasını şimdilik bitiriyoruz. Bundan sonraki süreçte MEB ve özel okullarla heyetler bazında görüşmeler yapılması kararı alınmıştır. İlk etapta Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı, İNGED (İngilizce Eğitim Derneği) ve İstanbul’da Türkiye Özel Okullar Birliği ile görüşülecektir. Görüşme sonuçları kamuoyuna açıklanacaktır. Tiyatrocuların başlattığı bu kampanyanın diğer sanat alanlarında çalışan eğitimcilerin de gündemine gelmesini arzuluyor ve “en iyi ödül hak edilmiş alkıştır” diyerek esenlikler diliyoruz. <br />
</b>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-84434155799950499502010-01-24T05:24:00.000-08:002011-10-19T11:09:50.706-07:00Kampanyaya destek veren kişi ve kurumlar (imzalar her gün yenilenmektedir)<b>KAMPANYAYI DESTEKLEYEN KİŞİ VE KURUMLAR: <br />
</b><br />
1. <b>ASSİTEJ Türkiye Merkezi<br />
2. Oluşum Drama Enstitüsü adına Naci Aslan <br />
3. Sahne Eğitim Derneği<br />
4. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi Sahnesi<br />
5. İstanbul Üniversitesi Eğitim Araştırma Topluluğu Deneysel Sahne Öğrencileri ve Mezunları<br />
6. Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi Tiyatro Topluluğu (SSALTT)<br />
7. Kadıköy Anadolu Lisesi Tiyatro Topluluğu<br />
8. Derme Tiyatro<br />
9. Tiyatro Simurg<br />
10. Tarla Faresi Tiyatrosu<br />
11. BÜO (Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları)<br />
12. Prof Dr. İnci San (Çağdaş Drama Derneği Onursal Başkanı-Sanat Eğitimcileri Derneği Kurucu Başkanı)<br />
13. Prof. Dr. Ayşegül Yüksel (DTCF Emekli Öğretim Üyesi, Eleştirmen)<br />
14. Doç. Dr. Tülin Sağlam (Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü-ASSİTEJ Türkiye Merkezi Başkanı)<br />
15. Doç Dr. Selda Öndül (Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü)<br />
16. Doç. Dr. Mustafa Sekmen (Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi, IUTA (Uluslararası Üniversite Tiyatrosu Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi)<br />
17. Yrd. Doç. Dr. A. Kadir Çevik (DTCF Tiyatro Bölümü, Oyun ve Tiyatro Akademisi Derneği Başkanı, Oyun ve Tiyatro Pedagogu)<br />
18. Yrd. Doç.Dr. Selda Ergün (Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi,Sahne Sanatları Bölümü,Oyunculuk Ana Sanat Dalı-İzmir)<br />
19. Yrd. Doç Dr Nihal Kuyumcu (İstanbul Üniversitesi)<br />
20. Yrd. Doç.Dr. Nami Eren Beştepe (Sanat Eğitimcisi, Çağdaş Drama Derneği Hatay Temsilcisi)<br />
21. Dr. Süreyya Karacabey (A.Ü DTCF Tiyatro Bölümü)<br />
22. Dr. Adnan Tönel (Akademisyen-Tiyatrocu)<br />
23. Dr. Rasim AŞIN Azerbaycan OYUN Çocuk Tiyatrosu Kurucu-Genel Sanat Yönetmeni-Bakü Slavyan Üniversitesi Öğretim görevlisi) <br />
24. Dr. Okday Korunan (Oyuncu-İstanbul Devlet Tiyatrosu)<br />
25. Ali Kırkar (Tiyatro Karşı Kıyı- Çağdaş Drama Derneği İstanbul Şubesi)<br />
26. Ö.Özlem Gökbulut (Çağdaş Drama Derneği Yönetim Kurulu Üyesi)<br />
27. Öğr. Gör. Gülşen Yeğen (Abant İzzet Baysal Üniversitesi Drama Eğitimcisi)<br />
28. Ali K. Saysel (Akademisyen, Boğaziçi Üniversitesi İstanbul)<br />
29. Murat Karasu (İstanbul Devlet Tiyatrosu)<br />
30. Şükrü Türen (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları-Yönetmen)<br />
31. Haluk Yüce (Tiyatro Tempo)<br />
32. Metin Boran (Kocaeli Üniversitesi GSF Tiyatro Bölümü/ Türkiye Eleştirmenler Birliği Genel Sekreteri)<br />
33. Zeynep Tanbay (Dansçı)<br />
34. Ceren Arzu Okur (Tiyatro ve Drama Eğitmeni-Tiyatro Kurabiye)<br />
35. Elif Temuçin (Tiyatro BEREZE-ASSİTEJ Yönetim Kurulu Üyesi) <br />
36. Duygu Seda Tomru (Dramaturg ve Drama Eğitmeni-EKOL DRAMA)<br />
37. Bülent Sezgin (Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Etkinlikleri Koordinatörü-BGST)<br />
38. İclal Muslu (Doğa Koleji Müzik Bölüm Başkanı)<br />
39. Barış Sezgin (Doğa Koleji Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Başkanı-BGST)<br />
40. Tuğçe Mine Aktülay (Beykoz Doğa Koleji Drama Öğretmeni)<br />
41. Elif Bilgiç (Yakacık Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Eğitmeni- Çağdaş Drama Derneği İstanbul Şubesi)<br />
42. Deniz Karalar (Kartal Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Eğitmeni-Tiyatro Merdiven)<br />
43. Burak Akyunak (Sarıyer Doğa Koleji Drama ve Tiyatro Eğitmeni-BGST)<br />
44. Ayşan Sönmez (Özel Açı İlköğretim Okulu Tiyatro Eğitmeni-BGST)<br />
45. İlker Yasin Keskin (Tiyatrocu, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu)<br />
46. Aysel Yıldırım (Yeşilköşk Anaokulu Drama Öğretmeni-BGST)<br />
47. Başak Doğan (Orhan Veli İlköğretim Okulu Tiyatro Kulübü Danışman Öğretmeni)<br />
48. Sibel Tatlıcan (Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi)<br />
49. Nesrin Karadağ (Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı- Drama Lideri)<br />
50. Aynur Demircan (D.T.C.F Tiyatro Tarihi ve Teorisi Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi/Sahne Dergisi Editörü)<br />
51. Canset Koç (A.Ü Çocuk Tiyatrosu, Oyun, Tiyatro ve Drama Yüksek Lisans Öğrencisi-İngilizce Öğretmeni)<br />
52. Erdal İbrahim Kantarcı (Oyuncu- Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi Sahnesi)<br />
53. Engin Özsayın -Oyuncu- Ankara Devlet Tiyatrosu<br />
54. Nevzat Süs (Tiyatro Oyuncusu-VeTiyatro) <br />
55. Bilal AKAR (Öğrenci- Tiyatrocu)<br />
56. Mehtap SİPOR (Göle Kız Teknik ve Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni)<br />
57. Bil. Uzm. Esra AÇIKEL (A.Ü. Uygulama Anaokulu Öğretmeni ve Drama Lideri)<br />
58. Semra Kaya<br />
59. Banu Hepçekenler<br />
60. Enis Kanmaz (Resim Öğretmeni)<br />
61. Ebru Devrim Sayman (Oyuncu ve Eğitimci)<br />
62. Gizem Kurtsoy, (Öğretim Görevlisi, İstanbul)<br />
63. Zuhal Acarkan (Çocuk Müzeleri Derneği İzmir Temsilcisi)<br />
64. Yalcin Baykul (Yazar, yönetmen, çevirmen)<br />
65. Ertuğrul Timur (www.tiyatrom.com editörü)<br />
66. Ali Sevgi (Oluşum Drama Enstitüsü)<br />
67. Pınar Tümer (Öğrenci-ANTAKYA)<br />
68. Serkan Kırmızı<br />
69. Müge Saut (Oyuncu)<br />
70. Esen Ayman<br />
71. Nedim Buğral (Şahinkaya Koleji ve Nilüfer Belediyesi - Bursa Tiyatro Eğitmeni)<br />
72. Deniz Gümüstekin (Öğrenci, A.Ü DTCF Tiyatro Bolümü)<br />
73. Kezban Ökten <br />
74. Ender Sakallı (Oyuncu, Nöbetçi Tiyatro)<br />
75. Dılşah Kamal (Öğrenci, A.Ü DTCF Tiyatro Bölümü)<br />
76. Sultan Kaleli (Tiyatrocu/Psikolog (İÜ EAT Deneysel Sahne / İstanbul Adliyesi)<br />
77. Ömer F. Kurhan <br />
78. Beyhan Yüksel- Oluşum Drama Enstitüsü Drama Lideri Adayı<br />
79. Ferah Erdemir<br />
80. Eylem Karakaya<br />
81. Osman Kadri Koca (Ekonomist Financial Product Designer Europe Finance Co.)<br />
82. Derya Atalan<br />
83. Aynur EĞİTMEN (Çağdaş Drama Derneği)<br />
84. Hacer Balli<br />
85. Sebla OĞUR (A.Ü Yaratıcı Drama Yüksek Lisans Öğrencisi, Drama ve Tiyatro Eğitmeni<br />
86. Çiğdem Kır (Üsküdar Doğa Koleji Drama Öğretmeni) <br />
87. Sena Caner (İTÜ Taşkışla Sahnesi)<br />
88. Metin Göksel (Tiyatrocu, Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi YK üyesi)<br />
89. Tuğba Tüzün (Ankara Üniversitesi Yaratıcı Drama Yükseklisans Öğrencisi)<br />
90. Nurhan ALEÇAKIR (Rehber Öğretmen ve Yaratıcı Drama Eğitim Uzmanı)<br />
91. Özge Sever (Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları) <br />
92. Gülsün Odabaş (Oyun Eleştiri Dergisi Koordinatörü - Oyuncu)<br />
93. Nimet Erdem (Atakent Doğa Koleji Drama Öğretmeni)<br />
94. Ayla Sönmez<br />
95. Dilek Kıran<br />
96. Sertaç Ayvaz (Drama-Tiyatro Çalıştırıcısı, Yönetmen, Herkesetiyatro.com)<br />
97. Dilek Türk (Oyuncu, Herkese tiyatro.com)<br />
98. Rıfat Magriso <br />
99. Mehmet Bademli<br />
100. Aynur Diz<br />
101. Fırat Güllü (Tiyatro Boğaziçi)<br />
102. Dundar Incesu<br />
104. Muhammet Çelik<br />
105. Onur Akyıl ( Dokuz Eylül Ünv. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Mezunu)<br />
106. Zehra Mavi Yeşil (Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü 4.sınıf öğrencisi)<br />
107. Hakan Sezerel (Çağdaş Drama Derneği Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi ve Özel Mat-Fkb Gelişim Okulları Drama Eğitmeni)<br />
108. Özgür Eren (Tiyatro Boğaziçi)<br />
109. Müjde Yılmaz<br />
110. Eren Eryol <br />
111. Melek Çalışmaz <br />
112. Yener Aksu (TAKSAV Ankara Tiyatro Festivali Yönetmeni)<br />
113. İpek Kadılar Altıner (Tiyatro Kedi)<br />
114. Deniz Aytekin (Oluşum Drama Enstitüsü Drama Lideri Adayı)<br />
115. Ergün Işıldar Yönetmen/Oyuncu İBBŞT)<br />
116. Derya Sağlam (Tiyatro Sanatçısı)<br />
117. Mehmet Selin Sağdıç (Tiyatro Sanatçısı)<br />
118. Atila Alpöge -Yazar<br />
119. Eser Dilsöz (Öğretmen-Tiyatrocu/Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu)<br />
120. Aynur Diz Ölkebaş (Tiyatro Simurg)<br />
121. Esra Aşan (BGST)<br />
122. Zafer Gecegörür (Oyuncu-Yönetmen-Drama Lideri Bartın)<br />
123. Hanife Benzer (A.Ü, Çocuk Tiyatrosu, Oyun, Tiyatro ve Drama Y.L Öğrencisi - Okul Öncesi Öğretmeni)<br />
124. Azade Küçükaycan Oyuncu- Ankara Devlet Tiyatrosu<br />
125. Özgür ÇİÇEK (Öğretmen – Tiyatrocu/BGST)<br />
126. Erkan Ergin A.Ü. D.T.C.F. Tiyatro Bolumu Ogr.Elemani<br />
127. Gülsüm Yaşar (Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Drama Eğitmeni)<br />
128. Şaziye Dağyapan (A.Ü. D.T.C.F. Tiyatro Kuramları, Dramaturgi ve Eleştiri YL Öğrencisi)<br />
129. Güliz Gündüz- (A.Ü. D.T.C.F. Tiyatro Bölümü 1.SINIF ÖĞRENCİSİ)<br />
130. Emine Nihan KUZU (A.Ü DTCF Tiyatro Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi - İngilizce Öğretmeni)<br />
131. Özge Öztürk (A.Ü. D.T.C.F. Tiyatro Bölümü-Öğrenci)<br />
132. Tufan AFŞAR - A.Ü. D.T.C.F. Tiyatro Bölümü Öğrencisi<br />
133. Yıldız Yaman Bahçeşehir Florya Koleji Drama Öğretmeni<br />
134. Funda Aktan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencisi<br />
135. Bilge Serdar (Matematik Öğretmeni-/A.Ü- Tiyatro Bölümü-Çocuk Tiyatrosu-Oyun Tiyatro- Drama YL öğrencisi)<br />
136. Pembe Akgün Köse (Oyun Yazarı)<br />
137. Tulga Serim<br />
138. İnci Gürbüzatik, ASSİTEJ,UNİMA,ÇDD,BESAM üyesi<br />
139. Avukat Akif KARAPINAR (Birgün gazetesi okuru, Marjinal Hukuk Bürosu www.akifkarapinar.av.tr)<br />
140. Ezgi yıldız (Oyuncu-A.Ü DTCF Tiyatro Bölümü Araştırma Görevlisi)<br />
141. Özgür Calık - Konak Kültürevi Tiyatro eğitmeni<br />
142. Necati Arpacı - Konak Tiy. Eğitmeni<br />
143. Timur Köseoğlu - Mavi Balon Gösteri Hizmetleri<br />
144. İbrahim Arat - Mavi Balon Gösteri Hizmetleri<br />
145. Ertan Ekmekçi- Mavi Balon Gös. Hiz.<br />
146. Levent Yılmaz – Oyuncu<br />
147. Osman Dönmez – Oyuncu<br />
148. Özlem İşcimen – Öğretmen<br />
149. Suphi Öztaş (Masal Kitabevi - Tiyatrocu Kitapçı) <br />
150. Bora Özkula (Oyuncu/ Bursa Devlet Tiyatrosu- Osmangazi Belediye Tiyatrosu Sanat Yönetmeni)<br />
151. A. Dilek Kangal(Gazi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi)<br />
152. Oya Gülmez<br />
153. Tuğçe Keskin (Drama Öğretmeni) <br />
154. Yılmaz Angay<br />
155. Handan Ergiydiren (22/11 Proje(ler) Lideri - Koreograf Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi Üyesi)<br />
156. Talin Büyükkürkciyan (Koreograf-Dansçı)<br />
157. Murat Garipagaoglu (İBŞT Tiyatrosu Oyuncu)<br />
158. Sevilay Saral (Oyun Yazarı-BGST)<br />
159. Betül Eryılmaz (Süleyman Demirel Üniversitesi Sahne Sanatları/ Dramatik Yazarlık mezunu)<br />
160. Uluç Esen (Tiyatrocu-BGST)<br />
161. Yıldız Ak (Oluşum Drama Liderlik Programı Öğrencisi)<br />
162. Emin Keşmer (Öğretmen)<br />
163. Piri Kaymakçıoğlu (Mühendis-Tiyatrocu)<br />
164. Özge Bozdoğan-Siyasal Bilgiler Fakültesi Tiyatro Topluluğu (Öğrenci)<br />
165. Ümit Kireççi (Düşevi Lila Düşler Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni)<br />
166. Mustafa Öztürk (Ankara Üniversitesi Öğrenci)<br />
167. Bünyamin Durali<br />
168. M.Nurkut İlhan (Assitej Türkiye Merkezi-Oyuncu, Yönetmen)<br />
169. Adem Akıncıoğlu<br />
170. Deniz Sıkı <br />
171. Gözde Güldiken(oyuncu)<br />
172. Aylin Çalap (tiyatrocu/pedagog)<br />
173. Serpil Demirci (Öğretmen İstanbul)<br />
174. Fatma Çölkesen<br />
175. Ülfet Sevdi- oyun yazarı-dramaturg<br />
176. Duygu Yılancı- Oyuncu<br />
177. Nü.kolektif <br />
178. Gülçin TETİK ÜLKÜ<br />
179. Melih Gündüz (Drama Eğitmeni)</b><br />
<b>180. Birol Tezcan (Oyuncu, yazar, YERALTI)</b><br />
<b>181.Erdem Gündüz, (dansçı) MSGSU SBE Gösteri Sanatları Yüksek lisans öğrencisi</b><br />
<b>182. Mustafa Sancak/Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Eğitmeni</b><b> </b><br />
<b> <br />
</b>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-34932463713677441462010-01-24T05:23:00.000-08:002010-01-24T05:23:07.116-08:00Bünyamin Durali'nin Kampanyaya Dair Görüşleri<b>Merhaba, "Tiyatro Yarışma Değildir" adıyla başlattığınız kampanyayı, olanca içtenliğimle destekliyorum. Tiyatro Yarışma Değildir belgisi, tüm sanat etkinlikleri/dalları için geçerli bence.<br />
<br />
Ben yıllardır, sanat-edebiyat dergilerinde, aklımın erdiğince/dilimin döndüğünce, özel ilgi alanım olan edebiyat/şiir dünyamızdaki yarış(tır)malar için, aynı hassasiyeti göstermeye çalışıyorum. Ne yazık ki, dişe dokunur bir mesafe kat ettiğimi(zi) söyleyemeyeceğim. Estetikçe çok güçlü, iyi, hattâ büyük diye niteleyebileceğimiz şair ve yazarlarımız bile, on yıllardır, bu "yarış(tır)ma rezaletleri"nin ateşine (ya seçici kurullarda yer alarak, ya da bizzat yarışmalara katılarak) yelyepelek odun taşımakta bir beis görmüyorlar nedense. Onların bu tavrını sonuna değin olumsuzluyor ve etik açıdan utanılası bir pozisyon olarak görüyorum. Meselenin çok daha hüzünlendirici bir yönü var ki, o da, kendilerini genelde demokrat/özgürlükçü olarak gören bu insanların, sömürü ve zulüm sistemlerinin başat karakteri olan "kapitalist rekabetçi mantığı", tutuculara taş çıkartırcasına adeta, sanat insanlarının tepesinde demokles'in kılıcı gibi sallandırmaktan hiçbir rahatsızlık hissetmemeleridir. "Güçlünün zayıfı ayıklaması prensibi"nin sanatsal yaratıcılık alanlarına taşınması, giderek meşrulaştırılması demek olan bu türden "sosyal-faşizan girişimler"i bilinçle reddediyor, yerden göğe değin haklı kampanyanızı aynı duyarlılıkla destekliyorum.<br />
<br />
Berfin Bahar (Ocak 2010, Sayı: 143) adlı kültür-sanat-edebiyat dergisinde yayımlanmış olan, "Saforizmalar" adlı 21 bölümceden ibaret son yazılarımdan birindeki dört bölümceyi de, çabalarınıza omuz vermek amacıyla yolluyorum. Burada geçen şair/yazar sözcükleri yerine, tiyatro sanatçısı, şiir sözcüğü yerine de tiyatrocu diyerek, karşı-çıkışımızı tazeleyebiliriz.<br />
<br />
13. Gülünçtür yarışmacı şairler. Komik değil, gülünç diyorum, dikkat! Komik, teatraldir ne de olsa, artistik bir boyutu vardır onun. Dramatiğin tersi olarak, kendini estetik bir fay hattının içine sokar... Ya gülünç? Çapaçulluğun, salaşlığın, sakilliğin, mekanik ve metalik bir dünyaperverliğin, “her canlı ölümü tadacaktır” uyarısının zıddına palazlanan bir gayretkeşliğin nişanesi.<br />
<br />
14. Plaket, para, madalya..ve Şair!..Yan yana düşünülmesi dahi, diken diken ediyor insanın tüylerini. Yüz kızartıcı bir suçtur, şairlerin ödül peşinde koşturması.<br />
<br />
15. Beni çarpan bir sözdür, hiç unutmam: “Banka kurmak, banka soymaktan daha büyük ahlâksızlıktır”. Şiir adına plaket almak, para almak, madalya almak; şiiri yasaklamaktan, şairi tutuklamaktan daha mı ahlâklıdır sanki?<br />
<br />
16. Plaketi, parayı, madalyayı vermeye kalkışan/veren, özel veya tüzel kişiliğin suratına suratına çarpmadıkça verilmeye kalkışılan/verilen nesneleri; şiirin ruhu huzur bulamayacak, ey şair (yahut şair bozuntusu)!<br />
<br />
Bünyamin Durali<br />
</b>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-18186134235189233702010-01-13T15:07:00.000-08:002010-01-13T15:08:19.351-08:00NEDİM BUĞRAL Bursa bölgesinden gözlemlerini aktarıyor.<b>Yaklaşık beş yıl önce Mustafakemalpaşa-Bursa'da belediyeye bağlı çalışırken şöyle gözlemlerim oldu: <br />
</b><br />
<br />
Şimdiki Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı o zamanın ilçe milli eğitim müdürü zamanında tiyatro oynadığından! tiyatroyu çok sevdiğinden bahsediyordu her fırsatta. Biz Belediyeye bağlı bir ekip olarak İki Bavul Dolusu isimli çocuk oynumuzu ise kendi ilçe öğrencilerimize sahneleyemiyorduk. Nedenlerinden biri okullara pay vermeyi prensip olarak red etmemizdi. Basit illüzyon gösterileri ve ne olduğu belli olmayan oyunlar gelirin yarısını öğretmenevine bırakarak oyunlarını oynuyorlardı. Bizim festivallere katılan başka il ve ilçelerden davet alan oyunumuz ayrıca kurumlar arası gizli çekişme nedeni ile de sahnelenemiyordu ilçe öğrencilerine. Çünkü o dönemin belediye başkanı Ak Partili değildi. O dönemin ilçe milli eğitim müdürü ise şimdi Akpartili belediye başkanı. Bizden değilsin mantığı yüzünden ilçe öğrencisi buluşamadı oyunla. Ve benim bir sonraki çocuk oyunumu doğrudu orada yaşadıklarım, bir sonraki oyunumun ismi "Bizden Değilsin" oldu. O dönem aynı zihniyet bir tiyatro yarışması düzenledi liseler arasında. Diğer yarışma hikâyelerine benzer şeyler yaşandı Mustafakemalpaşa'da da. Ama paylaşmaya değer gördüğüm en önemli şey; bu yarışmaya ekiplerini hazırlayanların önemli bir kısmının Eğitim Sen'li öğretmenlerin oluşudur. Olaya sığ bir şekilde sağ, sol, şimdiki iktidar ve sanata bakışlarındaki iktidarsızlıkları olarak bakmıyorum. Şu an Bursa'da ve huzurlu bir ortamda işimi yapıyorum, ama taşrada yaşananlar İstanbul'dan farklı. Taşrada seyirciler sürü gibi sürükleniyor oyunlara, okul tiyatroları iktidar yalakalarına sürükleniyor ve örgütlülükten bahsedenler yarışlarda en ön saflarda koşuyor. Çocukların da dili yerlerde o koşanlara yetişmeye çalışıyor. Marmara'da size çok uzak olmayan bir coğrafyada çocuklara olan tiyatro ve sorunları sanki çağımızın 30 yıl gerisinden geliyor.<br />
<br />
<b>Saygılarımla...(http://www.nedimbugral.net/)<br />
Nedim Buğral</b>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-10996544732833085622010-01-06T03:22:00.000-08:002010-01-13T15:20:00.422-08:00“ TİYATRO YARIŞMA DEĞİLDİR!” düşüncesini Ceren Arzu Okur yorumluyor!<b>“ TİYATRO YARIŞMA DEĞİLDİR!”</b><br />
<br />
<b>Günümüzde çocuklar, küçük yetişkinler olarak algılanmaya başlanmıştır. Çocuğa ait pedagojik özellikler göz ardı edilerek, çocuklar neredeyse konuşmaya başladıklarından beri kendilerini yetişkin dünyasında bulmaktadırlar. Günümüzde “çocuk” kavramı tartışıla dursun, çocukların kıyafetlerinden tutunda, oynamaları istenen oyunlara kadar, yetişkin dünyasında birer tüketici durumuna sürüklenmektedirler. Çocuğun ailesi kanalıyla “pazar” olarak görüldüğü bir çağda, çocuğun saflığını ve “kendiliğini” nasıl koruyacağız? Reklamlarda, medyada, televizyonda çocuğun durduğu yer neresidir? Gönül isterdi ki, günümüz çocuk tiyatroları emekçileri bu soruyu tartışsın ve çözümler üretsin. Ancak henüz bu kavramların tartışılmasına gelinemedi. <br />
<br />
Çocuklar tiyatroda da meta olarak görülmeye başlandılar. Özel okulların birbirlerinden farklı olma iddialarında, çocuklar acımasızca kullanılıyorlar. Öğretmenlerde bu sistemde işlerini kaybetmemek ya da işlerini iyi yaptığı iddiasını koruyabilmek için, çocuklara fiziksel ve duygusal olarak yüklenmektedirler. Devlet okullarında durum özel okullardaki kadar yıpratıcı olmamasına rağmen, çocuğa biçilen rol yine değişmiyor. Çocuklar yarışmalardan yarışmalara sürükleniyor. Sadece tiyatroda değil her alanda konuşmaya başladıklarından beri yarıştırıldıklarını görüyoruz. Bu yarış her geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığının katkılarıyla artarak sürmekte ve nereye gideceği kestirilemeyen, çocuklar üzerindeki zararı öngörülemeyen durumlar ortaya çıkmaktadır. <br />
<br />
Tiyatro yarışmaları Oscar törenlerini aratmayacak biçime kavuşmuştur. Üstelik bu yarışmalar festival, şenlik adları altında da yapılabilmektedir. Adı üstünde şenlikler ve festivaller yapıldığı konu üstünden ortam yaratmak ve paylaşımda bulunabilmek için düzenlenir. Oysaki, ne özel tiyatro yarışmalarında ne de M.E. B.'lığının düzenlediği yarışmalarda bu özelliğe rastlanmamaktadır. Yarışma ortamında, hele de çocukların olduğu bir yarışma ortamında nasıl bir paylaşım beklenebilir ki? Çocukların hayata hazırlanmaları gerektiği, her alanda yarış olduğu kaçınılmaz gerçeğini savunan “aydınlar” ise yanılmaktadır. Çocuklar zaten kendi aralarında rekabet duygusunu oyunlarında geliştirmektedirler. Biz yetişkinlere düşen görev ise (eğer yaşadığımız dünyanın değerlerini onaylamıyorsak) çocukları üretmeye ve paylaşıma odaklayabilmektir. Bu yüzden yarışmaları yüceltmek ya da desteklemek mesleğimize ve çocuklarımıza zarar getirecektir.<br />
<br />
Tiyatro doğası itibariyle yarışmaya uygun değildir. Her oynanan oyun bir diğerinden değişik olacağına göre, bir tiyatro oyununun yarıştırılması mümkün değildir. Yetişkinler bu gerçeği bilirler bu yüzden tiyatro yarışmaları düzenlenmez. Yetişkinler tiyatro yarışmalarından kendilerini korurken, aynı ayrıcalığı çocuklara sunmamaktadırlar. Bir resim, bir seramik obje, bir yazı doğası gereği yarıştırılabilir, her zaman aynı biçimini koruyacaktır. Tiyatro için bu söz konusu değildir. Sübjektifliğin önüne geçebilmek mümkün olmayacaktır. Tiyatro yarışmalarının savunulacak bir yanı yoktur. Ancak tiyatro buluşmaları yapılabilir.<br />
<br />
Bu nedenle YARIŞ-MA YARIŞTIR-MA diyoruz! Aynı görüşleri paylaşıyorsanız lütfen http://tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com/ adresine girin ve bir e-mail atın imzalar çoğalsın ve çocuklar artık en azından tiyatro alanında yarışmasın!<br />
<br />
<br />
<b>Kişisel Bir Deneyim;</b><br />
Özel Marmara İlköğretim Okulunda çalışırken “Çocukların Çocuklara Tiyatro Festivali”ni düzenledim. Önümüzde bu alanda Ankara ve İstanbul'da yapılan İNGED yarışmaları vardı. (Bu yarışmalara okul yönetimince çalıştığım okulla katılmak zorunda kaldığımı ve yarıştıranlardan biri olduğumu da açıklamalıyım; bu yarışmaları onayladığım anlamına gelmez.) MEB ve İNGED yarışmalarında verilen ödüller Oscar törenini aratmaz ve gruplar birbirlerinin oyunlarını genellikle seyretmezler. Ortada bir yarışma, rekabet havası vardır. Bu rekabet ortamını nasıl aşarız ve okulların kapanışa kadar durmasını nasıl sağlarız diye düşünürken farklı bir biçim geliştirdim. Okullarda çalışanlar bilirler, eğer kapanış için toparlayıcı bir etkinlik yaratamazsanız gruplar işleri bitince okullarına dönerler.<br />
<br />
Çocukların Çocuklara Tiyatro Festivali deneyiminde yine bir jüri vardı, ancak bu jüri katılan grupların okullarından oyuncu olmayan ikişer öğrenciden oluşuyordu. Çocuk jürisi elindeki kâğıtlara oyunları “en” formatı içinde işaretledi. Bu “en”ler birbirinden daha üstün olmayan nitelikler göz önüne alınarak bulundu. Kriterler grup sayısı kadar belirlendi. En güldüren oyun, en düşündüren oyun, en fantastik oyun, en görsel oyun, en müzikli oyun, en masalsı oyun gibi aslında suni ama biri diğerinden değer olarak farklı olmayan kriterler seçildi. Bu biçim sadece grupların kapanışta bir araya gelmelerini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Festival duyurunuza oyunların tümünü izlemeyi şart koysanız da bir kapanış organize edilmediği sürece okullar oyunlarını oynayıp gitme eğilimindedirler. Amaç festival ruhuna uygun olarak çocukların değerlendirdiği, yarışma kriterine sahip olmayan bir biçim üzerinden, kapanış ruhunu yaşatabilmekti. Üç yıl üst üste denediğimiz bu biçim oldukça başarılı oldu. Bir festival coşkusu tiyatro grupları tarafından yaşandı. Bu biçimin kullanılmasında ne yazık ki başka bir neden daha var. Eğer yarışma gibi görünmüyorsa okul müdürleri bu tür etkinliklere katılma izni vermekte zorluk çıkarabiliyorlar. Ne yazık ki eğitimci kimliklerinden daha çok, ticari kimliklerine sahip çıkan özel okul müdürleri, dereceyi ve alınan ödülleri önemsiyor ve öğretmenlerinin katılım isteğini buna göre değerlendiriyorlar.<br />
<br />
Sonuç olarak bu biçim sadece yarışma formatı gibi görünen, ama yarışma olmayan bir öneridir. Sadece bir geçiş formülü arayanlar için yazılmıştır. Savunulması gereken, çocuk da olsa jürinin hiç olmadığı, çocuk tiyatroları festivalleri, şenlikleri, buluşmalarıdır.<br />
<br />
<i>Ceren Okur (lachayim@hotmail.com)</i></b><br />
<br />
***<br />
<br />
<b><b>YAZIYA DAİR Emin Keşmer adlı bir eğitimcinin YORUMU</b><br />
<br />
Bu "tiyatroda yarışma" meselesi üzerine dilimin ucuna gelen bir şeyler yazmak istiyorum belki gelişigüzel olacak ama yazmam gerekir diye düşünürüm. Geçenlerde "tiyatro dünyası" postasına bir yazı göndermek istedim, ama üye olunmayınca gönderilemiyormuş yazıyı "sultan parıltı" öğretmenime gönderdim ki size iletebilsin diye ama o da söylüyor ki "yazıyı benim yazdığımı sanmışlar, cevap verdiler " diye verilen cevabı da -sizin yazdığınız cevabı-okudum, (neyse)<br />
<br />
şimdi gelelim esas meseleye şu çok iyi niyetlerle düzenlenen imza kampanyaları beni irkiltir oldu küçümsediğim, haksız bulduğumdan değil ama "birşey yapmalı" eleştirmenin, beğenmemenin, yorumlamanın, olumlu olumsuz perspektifleri üzerine yığınla fikir üretmenin ötesinde birşey... yıllardır milyonla genç, öğrenci, 18 yaş altındaki kütleler halinde insan dehşetengiz bir "eğitim terörü" altında şartlandırılıyor; hayal dünyasıne berbat paranoya sınırları çiziliyor (güya anma, kutlama, kan revan söyleminin havada uçuştuğu savaş, kutsallıklar uğruna ölme-öldürme edebiyatı bayramlarında) ve genç ilk kez toplum karşısına çıkma, kendini sınama ve varetme deneyimini, ilk sahne etkinliğini bu korkunç söylemlerle yaşıyor... tiyatro, sanat ve bütün güzel yansılamalar bağlamındaki bütün deneyim buraya sıkışıp kalıyor maalesef çok özverili iyi niyetli birkaç öğretmen çıkıyor ve tiyatronun sihirli dünyasının kapısını işaret etmeye kalkıyor ve okul tiranlıkları akla hayale gelmedik engeller oluşturarak daha ilk adımda koyuyorlar çelmeyi... diyor ki okul yöneticisi,eğer tiyatro yapacaksan al sana milli piyesler:ya gazi ya şehit, al kan al bayrak, vatan uğruna... işte tam da bunun bir nebze aşılması için milli eğitimden bir yazı çıkarttırabildik okullara: tiyatro yarışması yapın ey okul müdürleri! (meali budur) elbette daha yazının yazılış üslubundan bile bunun hiç de özlenen bir girişim olmayacağı nasıl da belirgindi... ama hiçbir şey yapmamaktan azıcık da olsa iyi sayılamaz mıydı?<br />
<br />
n'olur bu yazdıklarımı değerlendirirken, bildiğiniz özel, seçkin sayılabilecek okulları düşünmeyiniz sözü uzatmayayım: kimsenin böyle uzun yazıları okumaya zamanı, sabrı yok malum ama on binlerle eğitim çağındaki gence bir el uzatılmalı. onlar inanılmaz bir hızla büyüyüp hayata karışıyorlar çünkü tiyatro dünyasının sihirli kapılarının hiçbir zaman farkında olamayacak bu milyonca çocuk onlar için travmalar yaşayacakları bir "tiyatro yarışması" yaşamak, hiç tiyatro ile tanışmamaktan herhalde epeyce daha büyük bir şanstır çünkü bu çocuklar zaten hayatlarında bu travmaların kat kat büyüklerini neredeyse her gün yaşıyorlar yaşayacaklar...okullarda bu "tiyatro sevdası"nın sıkıntılarını, belalarını, olmadık engellerini hepimiz bir şekilde yaşamadık mı zaten... ama iyi ki yanlış da olsa yaşamışız... <br />
<br />
Keşke imkanımız şansımız olsa da en doğru uygulamaları yaşasaydık. "urfa'da oxford vardı da biz mi okumamıştık?" sürçülisanımız olmuşsa bağışlayınız lütfen selam ve saygılarımla<br />
<br />
Emin Keşmer-Öğretmen<br />
</b>EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5771004669618008056.post-39952701000131092412009-12-31T03:34:00.001-08:002011-10-19T11:07:16.210-07:00DESTEK MESAJLARI VE YORUMLAR<div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: justify;"><span class="yiv1148254039Apple-style-span" style="font-size: x-small;">Başlatmış olduğunuz kampanyaya Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi olarak tam destek veriyoruz. </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: justify;"><span class="yiv1148254039Apple-style-span" style="font-size: x-small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: justify;"><span class="yiv1148254039Apple-style-span" style="font-size: x-small;">Amaç tiyatronun yaygınlaştırılması ve bu sayede gençlerin daha fazla birey olmalarına ve sanatla olan bağlarının gelişmesini sağlamak olmalı. Tiyatronun bir en iyi olma hali zaten kendi yapısıdır. Onun dışında daha iyisini aramak onu kategorize etmektir ki; bu sanatın yapısında olan bir şey asla değildir.</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;">Öğrencilerin sahnede kendilerini ifade etmeleri,-- ister mış gibi , isterse de rolünün tüm gerekliliklerini başarıyla sergilemiş olarsa olsunlar her ikisinin de-- kendi içlerinde yaşadıkları süreç ve ekip olma düşüncesi bu işi kıymetli yapan en asal şeydir.</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: justify;"><span class="yiv1148254039Apple-style-span" style="font-size: x-small;">Ayrıca bu işe gönül vermiş devlet okullarındaki öğretmenlerin yarışmalarda bekledikleri sonucu alamadıklarında bu heveslerini kaybetmeleri, öğrencilerin inançlarının azalması gibi sonuçlar bu işi yapanlara sadece zarar vermektedir. Ayrıca özel okullar tiyatro kulüplerinde bu mesleği yapan sanatçıları yapılarında barındırarak oyunlar çalışırken devlet okullarının TÜM İMKANLARINA RAĞMEN bu işi yapmaya çalışan kültür öğretmenleri bence daha fazla takdiri hak ediyorlar. Tiyatroya gönül vermiş öğretmenlerin kendilerini bu yarışmalarda dışlanmış hissetmesi <span class="yshortcuts" id="lw_1319047070_0">kabul</span> edilebilir bir adalet değildir. Bu işi yapan yapabilen gönül vermiş herkesin yaptığı işin niteliği ve niceliği ne olursa olsun kutlanması ve bu buluşmaların bayram havasında tiyatroya yakışır biçimde olması gerekir.</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;">Saygılarımla; </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;">Mustafa Sancak</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: 10pt; text-align: justify;">Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi</div><br />
**<br />
Merhabalar,<br />
Hangi düzlemde hangi gerekçeyle olursa olsun tiyatroda yarışmaya ve yarıştırmaya karşı olmak gerekiyor. Seyirciyle buluşmak ve sahne bulmak adına katılmış olduğumuz yarışmalarda da sık sık altını çizdiğim(iz) gibi amatör-profesyonel tüm tiyatro sanatçıları için "En İyi Ödül Hak Edilmiş Alkıştır!"<br />
Esenlik dileklerimle...<br />
<br />
Ali KIRKAR<br />
Tiyatro Karşı Kıyı - ÇDD İstanbul<br />
Değerli Arkadaşlar ve Meslekdaşlarım<br />
<br />
***<br />
"YARIŞ(MA!) YARIŞTIR(MA!) kampanyası" ile konunun tüm boyutlarının doğru ele alındığını görüyor, bütünüyle size katılıyorum. Kampanyayı destekliyorum. İyiliklerle dolu ve barişın daha uzun süreceği yeni yillar diliyorum. Sevgi ve Saygılarımla...<br />
<br />
Doç. Dr. Mustafa Sekmen Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Assitej Türkiye ve Unima Türkiye Üyesi IUTA (International University Thearte Association Uluslararası Üniversite Tiyatrosu Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi<br />
<br />
**<br />
Tiyatronun yaşayan, dinamik ve buluştuğu andaki seyircisinin enerjisiyle tamamlanan bir sahne sanatı olduğunu düşünen bir tiyatro anlayışımız var Tiyatro TEMPO olarak. Bu düşünceden hareketle nasıl ki seyircileri yarıştırmak olası değilse, her seferinde -doğası gereği- seyircisiyle ilintili yeni bir enerjiyle oynanan tiyatro oyunları da yarıştırılamaz. Yarıştırılsa dahi adil bir sonuç alınamaz. Dolayısı ile yarıştırılması da anlamsızlaşır.<br />
<br />
Haluk Yüce<br />
Tiyatro TEMPO<br />
<br />
**<br />
Özellikle çocuklarımızın "sanat adı altında yarıştırılmasına", onların bu süreçte neler yaşadıklarını yakından takip edebilen bir kişi olarak ben de karşıyım. Canset KOÇ AÜ Çocuk Tiyatrosu, Oyun, tiyatro ve Drama Yüksek Lisans Öğrencisi İng. Öğrt.<br />
<br />
<br />
**<br />
Türkiye'de çocukların sanat adı altında yarıştırılmasına HAYIR!<br />
<br />
Dr. Adnan TÖNEL<br />
<br />
***<br />
<br />
"YARIŞ (MA!) YARIŞTIR (MA!) kampanyasına emeği geçenleri kutlar, bu girişimi desteklediğimizi bildirmekten mutluluk duyarız.<br />
<br />
Naci Aslan Oluşum Drama Enstitüsü (drama hayatın provasıdır)<br />
<br />
**<br />
Çocukların, ''sanat'' ! adına, anlamsız bir hırsa sürüklen-diril-dikleri, medya destekli kapıştırma programları ile özendirilen yetişkin ve çocuk insanlarımızın, tiyatro için, anlamsız ölçütler konularak, yarıştırılmak istenmesi konusuna karşı çıkarak, değerli sanat eğitimcilerimizin başlattığı, bu konuda duyarlı kişi, kuruluş ve meslektaşlarımın da desteklediği kampanyayı, birkaç gündür yakından takip ediyorum. Yirmi beş yılı geride bırakmış olduğum bu meslekte hep şunu şiar edinmeye çalıştım. İnsan, bu meslekte başkasıyla değil, ancak, kendiyle yarışır. Bu konuya duyarlık gösteren herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum. Sağlıklı, mutlu ve gelecekten umutlu bir yeni yıl dileğiyle...<br />
<br />
Engin ÖZSAYIN -Oyuncu- Ankara Devlet Tiyatrosu <br />
<br />
<br />
**<br />
Çocuklarla tiyatro çalışan bir oyuncu olarak kampanyanızı destekliyor ve elimden gelen her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumu bildiriyorum.<br />
<br />
Nedim BUĞRAL<br />
Şahinkaya Koleji ve Nilüfer Belediyesi - Bursa<br />
Tiyatro Eğitmeni<br />
<br />
**<br />
<br />
Okul Tiyatrosunun "Düşünen ve duyarlı bireyler yetiştirme" amacını örseleyen yarışmalar olmasın! Cocuklarımız sahnedeki ifadelerinden dolayı yargılanmasın.<br />
<br />
Sahne Eğitim Derneği<br />
<br />
**<br />
Çocuk ve gençlerin hayatlarının önemli bölümünün, ne yazık ki rekabet ve yarışmalarla tanımlandığı günümüzde, tiyatro çalışmaları bu stresli ortamın dışına çıkılabilecek, özgür ifade alanları olmalıdır."YARIŞ(MA!)YARIŞTIR(MA!) kampanyası" ile ele alınan konunun öneminin fark edilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını destekliyorum.<br />
<br />
Beyhan Yüksel- Oluşum Drama Enstitüsü Drama Lideri Adayı<br />
<br />
**<br />
Yıllardır Ankara'da da kanayan bu yaraya anlamlı bir müdahele olduğunu düşünüyor, umuyor ve destekliyorum. <br />
<br />
Ö.Özlem Gökbulut Çağdaş Drama Derneği Yönetim Kurulu Üyesi <br />
<br />
**<br />
Merhaba okulda tiyatro amatör tiyatro kapsamında değerlendirrilmesi gereken önemli bir alandır. Bu alanın kesinlikle yarışma formatından çıkarılması gerekiyor. Bu konuda yapılacak bütün girişimlere destek vermek gerekiyor. Okulda tiyatro bir özgürlük alanı olarak değerlendirilmeli ve okul oyunları bu mantığa göre yapılmalıdır. Öğrenciler zaten yeteri kadar yarış atı durumuna sokuldu. Bunu tiyatroyu da içine katarak büyütmenin hiç bir mantığı yok. Her anlamda yanlış bir uygulama karşı çıkmalıyız ve düzeltilmesi için mücadele etmeliyiz. <br />
<br />
Yrd. Doc. Dr. A. Kadir Çevik DTCF Tiyatro Bölümü, Oyun ve Tiyatro Akademisi Derneği Başkanı, Oyun ve Tiyatro Pedegogu (www.oytad.com)<br />
<br />
**<br />
OHH NİHAYET!<br />
<br />
NİHAYET SANATIN YARIŞTIRILAMAYACAĞINI, YARIŞMA ARACI OLAMAYACAĞINI BİRİLERİ KISITLI BİR ALANDA DA OLSA DİLE GETİRMEYE BAŞLADI!<br />
<br />
10 Yıldır Tiyatro dünyasının içerisindeyim. Neredeyse 10 yıldır yazdığım yazılarda, katıldığım panellerde, toplantılarda Sanat alanında yarışma olamayacağını, olmaması gerektiğini, hele ki heyecanı, adrenalini en yüksek düzeyde olan gençler arasındaki yarıştırılmaların son derece sakıncalı olduğunu defalarca dile getirdim. Sanat özgünlük ve özgürlüktür, bazı sanatçı ve sanat eserleri yüzyıllar sonra ancak anlaşılabilirken, spor gibi kesin kıstasları olmadığına göre hangi ölçüye ve kime göre kim ve ne en iyidir bunu belirlemek kimin haddine diye sordum. <br />
<br />
OKS, ÖSS ile yarış atına döndürülmüş çocukları, gençleri yarıştırmayın, engel olun, sanatı magazinleştirmeyin, magazin değerlerine tutsak etmeyin çağrısı yaptım. En nihayetinde yayıncılıktan gelen gücümü kullanıp yarışmaları haber yapmayacağımı ilan ettim ve yapmadım, yapmıyorum. (Örneğin en son geçen haftaki Tiyatro Dergisi Ödülleri) Dünya elbette bizim eksenimizde dönmüyor fakat tüm Tiyatro Derneklerinin, dernek yönetici ve üyelerinin, Girişimlerin temsilcilerinin tiyatromu okuduklarını bildiğim gibi bir çoğunun olduğu toplantı ve panellerde de bunları dile getirdim (video kayıtları tarafımdan muhafaza edilmektedir.) Nedendir bu konuda maalesef çok az taraftar bulabilirken (Örneğin Ali Kırkar bu konuda her zaman duyarlı olmuştur) , bu konuyu bu dernekler, girişimler yıllardır kulak arkası edip bir çok konuda olduğu gibi üç maymun tavrını seçerken. Bugün bu konuda bir girişim başlatıldığını öğrenmiş bulunuyorum. Bu girişim geç kalınmış olsa da son derece önemlidir elbette. Fakat şaşırtıcı olan bu girişime imza koyan çağrıcılar arasında bu yarışmalarda jüri üyesi olmuş kişiler de olması , bu yarışmalarda çıkıp konuşmalar yaparak, ödül sunarak destek sunmuş dernek başkanları da olması. Bilmiyorum bir özeleştiri verecekler midir fakat yine de bu girişimi gecikmiş ama son derece doğru bir girişim sayıyorum.<br />
<br />
Bu konuda 10 yıldır duyarlılığını her tür platformda ve defalarca yazılarında dile getirmiş biri olduğum bilindiği halde, 10 yıldır tiyatro dünyasının içinden biri olarak, "Assitej Gençlik Komisyonu" kuruculuğu ve üyeliği yapmış, "Tiyatro Dergisi Gençlik Editörlüğü" yapmış, "Gençlik Tiyatroları Oluşumu" kuruculuğu yapmış, Devlet Tiyatrolarına ve Şehir Tiyatroları "Gençlik Birimlerine" zaman zaman gayri resmi danışmanlık hizmeti vermiş, Yeditepe, Bilgi, Boğaziçi Üniversitelerinde, Sosyal Bilimler Lisesinde, İBŞT Haldun Taner sahnesinde "Gençlik Tiyatroları" konusunda paneller düzenlemiş kısaca "Gençlik Tiyatroları" alanında belki de en fazla mesai harcamış, en fazla gündeme getirilmesinin girişimcisi olmuş biri olduğum bilindiği halde bu kampanyanın başlangıç aşamasına dahil edilmemin düşünülmemiş olmasını, katkımın, görüşümün istenmemiş olmasını ve sadece son kertede "1 hafta sitenizde tutunuz da destek olunuz" şeklinde bir mekanik katkı istenmesini de kırılma nedeni saymıyor ve ; bireysel desteğimin yanı sıra yaygınlaşması için yayıncılık desteğini de seve seve veriyorum. Bu konuda geçmişte yazdığım yazıların derlemesini ayrıca vereceğim. Panel ve toplantıların video kayıtlarını ise bir gün daha hızlı, daha yaygın ve sınırlı ADSL kotalarıyla faturaların şişmeyeceği ortam geldiğinde mutlaka kamuoyuyla paylaşacağım.<br />
<br />
A.Ertuğrul Timur<br />
<br />
<br />
**<br />
YARIŞMA-YARIŞTIRMA İMZA KAMPANYASINI DESTEKLİYORUM (Orhan Kurtuldu)<br />
<br />
Bizler tam 15 yıldır Gençlik Tiyatroları Festivali Yapmaktayız.<br />
Terakki Vakfı Gençlik Tiyatroları Festivali her şeyden önce Gençlerin tiyatro yapmalarını teşvik etmek,tiyatro kültürü,oyunculuk,sahneleme,eleştiri,dekor,kostüm,ışık vb. konularda bilgi alışverişinde bulunarak tiyatro alanını daha doğru tanımalarını ve bu alanda gelişmelerine katkı sağlamaya çalışmaktadır.Bu yıl onbeşincisini gerçekleştireceğimiz Festivalimiz incelendiğinde festivalimize başvuran tüm genç tiyatroların oyunları gurupların kendi bulundukları mekanda mutlaka izleniyor.Amacımız gençlerimizin çalışmaları hakkında yol gösterici olmak. Genç tiyatroların performanslarını daha doğru yönlendirme konusunda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunarak dolayısıyla bir eğitim çalışması da gerçekleştirmiş oluyoruz. Festivale başvuran tüm oyunlar izlendikten sonra da performanslarını daha önde olan beş gurup festivale davet ediliyor.<br />
<br />
Festivale davet edilen guruplar da festival jürisi önünde bir kere daha performanslarını sergileyerek çeşitli ödüllerle teşvik edilmesini sağlıyoruz. Festivalimizin verdiği ödüller genç tiyatrocuların sorumluluklarını ve birlikte çalışma azimlerini geliştirdiğini, onları daha iyiye, daha doğruya yaklaştırma konusunda araştırmaya da teşvik ettiklerini tam 15 yıldır gözlemlemiş bulunuyoruz.<br />
Dolayısıyla Terakki Vakfı Gençlik Tiyatroları Festivali imza kampanyası metninde belirtilen olumsuzlukları, yarışma, yarıştırma amacı gütmeyen bir festival olarak kendi farkını, 15 yıldır sürdürdüğü tavizsiz ilkelerini, hiçbir kayırmaya, ayrıcalığa, torpile izin vermeyen tutumu ile güvenirliğini, gençlerin eser seçiminde ve bu eserlerin uygulanmasında hiçbir kısıtlaması ve yasaklaması olmayan Türkiye'nin en ÖZGÜR Gençlik Tiyatroları Festivalidir.Bunu festivale katılan bütün Genç Tiyatrolar şahit olmuşlardır.<br />
Bu anlamda samimiyetini kanıtlamış bir festival olmamız sebebiyle Kampanyanızın içeriğine katılıyor ve kampanyanızı destekliyoruz.<br />
Festivalimizin ASSİTEJ üyesi olduğunu sizlerle paylaşmaktan da onur duyuyoruz. Saygılarımızla,<br />
<br />
Orhan KURTULDU (Terakki Vakfı Gençlik Tiyatroları Festivali Genel Sanat Yönetmeni)<br />
<br />
**<br />
<br />
<br />
Terakki Vakfı Gençlik Tiyatroları Festivali Bağlamında Aşağıdaki Konuların Tartışılmasını Öneriyorum: (Bülent Sezgin)<br />
<br />
Terakki Vakfı Gençlik Tiyatroları Festivali’nin 1985 yılından beri yapılan bir etkinlik olması ve gençlik tiyatrosuna yapmış olduğu niteliksel ve niceliksel katkılar kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu noktada festival sürecinden başından beri emeği geçen yönetici ve eğitim emekçisi kişilere teşekkür edilmesi gerekir. Sayın Orhan Kurtuldu’nun kampanyaya destek mesajı göndermesini doğru bulmakla beraber, festivalin organizasyonel yapısının tartışılması gerektiğini düşünenlerdenim. <br />
<br />
Terakki Festivali biçimsel olarak yarışma formatında bir festivaldir. Seçici bir jürinin olması, belirli sanatsal kriterlere göre ön-eleme yapılması ve ödül dağıtılması söz konusu olduğunda ortaya bir yarışma formatı çıkmaktadır. Sayın Orhan Kurtuldu’nun yazısında “Terakki festivalini yarıştırma amacı gütmeyen festival” olarak değerlendirmesi bu noktada tartışılabilir. Baştan jüri, eleme ve ödüle dayalı biçimsel bir yapı ortaya koyunca Orhan Kurtuldu’nun argümanını tartışmalı hale gelmektedir. Elbette “iyi yarışma” ya da “kötü yarışma” şeklinde bir tartışma yapılabilir. Benim düşünceme göre Orhan Kurtuldu’nun iddiası, Terakki Festivalinin gençlik tiyatrosuna altyapı desteği sağlayan, eğitsel bir yanı olan ve sansürcü olmayan “iyi bir yarışma” olduğudur. Yetişkin bir jürinin belirlediği en iyi kategorisinde ödüller verildiği andan itibaren gençler arasında yarışma havası ister istemez oluşmaktadır. “En İyi Oyuncu” dediğimiz andan itibaren star sistemini yeniden üretmiş olmuyor muyuz? Tüm katılımcılara ödül verilmesi acaba “yarışma psikolojisini” ne kadar değiştiriyor? Festivalin yarışma formatında olduğu düşüncesi, Ahmet Ertuğrul Timur’un festival hakkındaki yazısında belirtilmiştir. <br />
<br />
<br />
T<i>ERAKKİ VAKFI GENÇLİK TİYATROLARI FESTİVALİ: Bu yıl 9.gerçekleştirilen Festival Gençlik Tiyatro Festivallerinin ilklerinden. Devlet Tiyatrosu sanatçılarından, medya tiyatro yazarlarına uzman profesyonel bir ekip yarışma jüriliği yapıyor. Bireysel ilişkim nedeniyle zaten kendi olumlu/olumsuz görüşlerimi sık sık dile getirdiğim için burada bu festivalle ilgili benim düşüncelerim dışındaki değerlendirmelere yer vereceğim. Olumlu yönleri: istikrarlı bir şekilde süren ve belli bir tempoyu düşürmemiş olması, diğer neredeyse tüm lise festivallerinde bir güne birden çok oyun sıkıştırılırken burada her okul için bir tam gün salonun tahsis edilmesi ve dekor kurulumdan, ışık ayarlamalarına, prova alımına dek rahat bir hareketlilik sağlaması, profesyonel bir salonun ve elemanların tümünün, kısıtlamasız okul topluluğunun kullanımına sunulması, diğer birçok festivalin aksine oyunların genelde dolu salona oynanması, Olumsuz yanları: Çok az sayıda oyuna katılım hakkı verilmesi (5 okul), Yarışma formatında olması, Katılmayı başaran her okulun az ya da çok birer ikişer ödül aldığı asıl kaybetme ya da kazanmanın aslında ilk elemede olduğu (http://aetimur.blogspot.com/2009/01/lise-tiyatro-festivalleri_24.html) </i><br />
<br />
İkinci bir nokta olarak da, İstanbul’un en iyi tiyatro salonuna sahip bir özel okulun sadece 5 gruba oyun oynama imkânı vermesi acaba yeniden düşünülemez mi? Amacımız salon altyapı olanakları olmayan devlet okullarına da destek vermek ise, özel okulların bu noktada kendisini daha çok zorlaması gerekmez mi? İşte bu noktada, sadece 5 okulu seçen jüri anlayışı yeniden düşünülemez mi? <br />
<br />
Gençlik tiyatrosuna hatırı sayılır katkı sunan Terakki Festivali organizasyon komitesinin YARIŞ(MA) YARIŞTIR(MA) kampanyası sürecinde yukarıdaki konularda görüş beyan etmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tartışmanın hem özel okullar bağlamında, hem de diğer festivalleri de etkileyecek model bir çerçeve kurulması için faydalı olacağını düşünüyorum. <br />
<br />
<br />
<br />
**<br />
<br />
Haldun Taner'in; Keşanlı Ali Destanında oyun kahramanlarından biri olan "Şişman Polis" şöyle demiştir:<br />
“Burada oyun oynanıyorsa söz misali,<br />
Adam gibi bir oyun olmalı,<br />
Yani hissi olmalı,<br />
Milli olmalı,<br />
Hamasi, vatani, ahlaki, inzibati olmalı,<br />
Sonunda vatandaşa bir ders-i ibret çıkmalı,<br />
Yazar tıraşı kesip diyeceğini kısa yoldan demeli.” His olmadan, sadece kazanmaya yönelik oynanan eserler, sadece bireylere değil değerli yapıtlarada saygısızlıktır.<br />
<br />
YARIŞMA-YARIŞTIRMA İMZA KAMPANYASINI DESTEKLİYORUM.<br />
<br />
Deniz AYTEKİN - Oluşum Drama Enstitüsü Drama Lideri Adayı<br />
<br />
**<br />
<br />
Sayın İlgililer, <br />
<br />
Ben Maltepe Üniversitesi'nin düzenleyegeldiği Üniversitelerarası Tiyatro Yarışması Jürisine davet edildiğim zaman bunu fazla düşünmeden kabul ettim. Amacım bir yandan tiyatro yapılmasını teşvik edip bunun önemi üzerine dikkat çekerken öte yandan oluşacak rekabet havasına yumuşatıcı bir etkide bulunmaktı. Bunu da üniversite yetkililerinin de desteğiyle bu güne kadar başarmış durumdayız. Jüri üyesi olduğum ilk yıl, bu etkinliğin yarış havasından çıkarılarak bir şenliğe dönüştürülmesinin yararları konusunda bir mektup hazırlayıp, diğer jüri üyeleriyle birlikte yöneticilere iletmiştik. Artık bu yarışmanın giderek bir şenliğe, hatta uluslararası bir şenliğe dönüşüyor olmasının keyfini sürüyorum.<br />
<br />
Ha, bana jüri üyesi olmam için davette bulunulması kötü mü oldu? Hayır, işte bu sonuca, profesyonel alandan kişilerin gençlerle buluşmasına yol açtı. Ama bu davet üzerine okullara giderek, seminer ortamında da, sohbet ortamında da gerçekleşebilir, ve bu bizleri, her ne kadar jüri harcırahından yoksun kalacaksak ta :), daha mutlu eder.<br />
<br />
Gerçi rekabet hayatın her alanında var, gençleri rekabete de hazırlamak lazım. Ancak moralden yoksun bir yarış, Makyavelist yaklaşım, birlikte başarmanın keyfini sürecekleri bir etkinliği sıradan basit bir tüketim nesnesine dönüştürebilir. Bence moral içeren bir rekabeti eğitim sürecinin daha en başından itibaren -hatta ailenin içinde- aşılamalı, ilk okul düzeyinde çocuklarımızın birlikte üretmenin keyfini daha çok hissetmelerine yol açmalıyız.<br />
<br />
Kırıcı bir rekabet ortamı yaratarak sadece yanlız ve özgüveni zayıf insanlar varedersiniz. Tiyatroda önemsiz bir şey yoktur, sahnede önemsiz hiç bir şey olamaz. Brecht'in dediği gibi: "Napoleon Savaş kazanmış/ Bir aşçı olsun yok muymuş yanında?" Bir bütünü parçalayıp öğrencileri daha o yaşta statü cenderesine sokarsanız, nasıl mutluluk üreten bir dünya hayali umabilirsiniz ondan? Oysa bütüne verdiği katkının önemi üzerine bilinçlenmiş, işini en iyi yapmaya odaklanmış kişinin övülmesinin o gruba sağlayacağı katkıyı düşünün...<br />
<br />
Bu nedenle "Tiyatro bir yarış değildir" kampanyanızı yürekten destekliyor, saygılarımı sunuyorum.<br />
<br />
Ergün Işıldar Yönetmen/Oyuncu İBBŞT <br />
<br />
<br />
**<br />
ATİLA ALPÖGE'DEN DAYANIŞMAYA İMZA <br />
<br />
Değerli kardeşim/kardeslerim,<br />
<br />
Baslatmis oldugunuz kampanyayi ne kadar buyuk bir heyecanla ve ne kadar candan bir sevgiyle karsilamis oldugumu bilemezsiniz. Bu listedeki imzalarin 100'leri asip 1.000'leri bulmasi için elimden geleni yapacagim. Çunku son derecede onemli bir rezillige parmak basmaktasiniz.<br />
<br />
Ozellikle okul tiyatrosunun (ve de ozellikle lise duzeyindeki tiyatro çalismalarinin) neredeyse tek amaci genç insana kendi yaraticiligini butun boyutlariyla yasamasina, ote yandan bedeni, sesi, yuzu, devinimi ile kendi kendiyle karsi karsiya kalip kendi gelismesini saglamasina ve dunyayi, toplumu, baskalarini kendince yorumlayip irdelemesine kapi açmak, olanak tanimaktir.<br />
<br />
Oysa uzun bir zamandan beri tecimsellige, tuketimi pompalamaya, kose donmecilige, ille de "ben-ben"cilige teslim ettirilmis olan toplumumuzun degerler sistemi okul tiyatrosunu da, amator tiyatroyu da kirletip pisletiyor. (Yarisma rezilligini de içeren degisik boyutlariyla.) Bu bakimdan kampanyanizi butun gucumuzle desteklemek gerektigine inaniyorum.<br />
<br />
Benden bir talebiniz var: "eski yillarin gençlik senlikleri hakkinda (bir ornek olsun diye) yaz" diyorsunuz. Merak etmeyin. Bunu yapmakla mesgulum. Su anda bir dergi için bu konularda (ve de ustelik sizin kampanyanizi gundeme getirerek) bir yazi uzerinde çalisiyorum. Ayrica 6-7 yildan beri de bir arastirma/ inceleme yurutmekteyim. Bir okulumuzda geçtigimiz 100 yil içinde olusmus, ornek olma niteligi tasiyan bir "tiyatro etkinlikleri gelenegi" uzerine. Bu çalisma da belli bir boyutuyla, kampanyanizin çizgisini ve endisesini yansitiyor. Yakinda bundan bir kitap olusacak.<br />
<br />
Bu bakimdan iletinizde ifade etmis oldugunuz istege (ileride, yakin bir gelecekte) belli bir yanit verecegim, sevgili kardeşlerim.<br />
********<br />
<br />
<br />
****<br />
Merhaba,<br />
<br />
Hem bir eğitimen hem de tiyatroyla ilgilenen biri olarak kampanyanzı destekliyorum.Okulda yapılan tiyatro çalışmaları, günümüz eğitim sisteminin kalıpları arasına sıkışmış gençlerin alternatif bakış açılarına sahip olmalarını sağlayacak önemli bir araçtır. Bu tür faliyetler televizyonun bize sunduğu ve güzel diye dayattığı "şeylerin" ötesinde, gençlerin estetik beğenilerinin oluşmasına önemli bir zemin oluşturmaktadır. "Yarışma" bu teatral faaliyetleri kendi özünde barındırdığı alternatif yaratma, alternatif olma durumundan uzaklaştırıp yine o kaçtığımız kalıpların içine çekmekte ve güzel olanı "klişelere" indirgemektedir. Yine bu nedenle gençlerin süreç içerisinde kendilerine dönüp kendi gelişim süreçlerini yaşamaları yerine onları başkalarıın beğeneceği faaliyetlere yöneltir ki bu da okullarda yapılan tiyatro çalışmalarının amacını baltalar. Çünkü amaç "gencin çalışmalar esnasında yaşadığı süreci verimli kılmaktır", sadece seyirciyi memnun etmek değil. Neyse bu konuda söylenecek çok şey var....<br />
<br />
Bilge Serdar (Matematik Öğretmeni-/Ankara Üniversitesi- Tiyatro Bölümü-Çocuk Tiyatrosu-Oyun Tiaytro- Drama YL öğrencisi)<br />
<br />
**<br />
Çocukların her yaşta yarışa zorlandığı günümüzde, bu koşullara direnebilecek, özgür iradesi gelişmiş, kendine güvenen bireylerin oluşmasını önüne geçmenin yegane yolu onları tiyatro yoluyla da yarıştırmaktır herhalde. Kampanyayı yürekten destekliyorum. elimden ne gelirse yapmaya hazırım.<br />
sevgiler<br />
<br />
Ezgi Yıldız ankara üniversitesi dtcf tiyatro bölümü araştırma görevlisi <br />
<br />
**<br />
<br />
Kutlarım, destekliyorum, dört yıldır "çocukların tiyatrosu" nu yapıyoruz,onların şenliğinde yaşıyoruz, bunu başka guruplarla paylaşmak ve yaşamak üzere plan yapıyorduk ki,düşüncemiz, düşüncenizle çakıştı, destek bulduk, mutlu olduk,<br />
<br />
Bora Özkula (oyuncu/ Bursa devlet tiyatrosu- osmangazi belediye tiyatrosu sanat yönetmeni)<br />
<br />
**<br />
Kesinlikle katılıyorum. Yalnızca yarışmalarla değil sene sonu, dönem sonu vs... gösterileri ve okulların bu gösterileri gösteriş haline getirip öğrencilerimizi zorlamasına da karşı durmamız gerektiğine inanıyorum çünkü bir yerden sonra drama öğretmeni değil müsamere öğretmeni oluyoruz ne yazık ki ...<br />
<br />
Tuğçe Keskin (Drama Öğretmeni)<br />
<br />
**<br />
Görüşlere tamamen katılıyorum ve destekliyorum. Milli Eğitim çocukların hayal dünyasını bu şekilde sınıflandıramaz. Yarışmayı kazanan çocuklar iyi kazanamayam kötü. Gelişim sürecindeki çocuğa vurulacak bir darbe olur. Aslında ben tiyatrodaki yarışmalara da karşıyım saçma ve anlamsız. Oyun yazarının, oyuncunun, yönetmenin kısacası tiyatronun kıstası bir yarışma olamaz. Bu yarışmayı yapan kurumların kendilerini besleyen bir anlayışın devamı olarak yarışma yaptıklarını düşünüyorum. Tiyatro bir alış-veriştir. Sahne ve izleyici arasındaki. Bu alış- verişi bir jüriyle sınıflara ayırmak sahne ve izleyeni de ayırarak ve izleyeni de bu şekilde sınıflara ayarmaktan öteye gitmeyen bir düşünce şeklidir. Snop bir davranış ve kafa yapısının yansıması olduğunu düşünüyorum.<br />
<br />
Betül Eryılmaz (SDÜ Sahne Sanatları/ Dramatik Yazarlık mezunu)<br />
**<br />
<br />
"Tiyatro" özünde romantik yüreklerin sanatıdır. Romantizm, aşk ve sevgi sınav ve yarışa ne kadar tabii tutulamazsa Tiyatro da tutulamaz.<br />
<br />
Saygılarımla, Ümit Kireççi Düşevi Lila Düşler Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni<br />
<br />
**<br />
Eğitimci EMİN KEŞMER'in 22 Ocak tarihli değerlendirme yazısından sonra kampanyayı desteklediğini beyan ettiği e-postası:<br />
<br />
1-sizi kutluyorum,sonuç bildirisini olumlu ve umut vaadeder buldum, başarılı olmanızı gönülden diliyorum, elimizden gelen bütün gayretle ardınızca koşacağız,bilin istedim<br />
<br />
2-benim "yarışma-yarıştırma" taraflısı olduğum mu anlaşıldı acaba? çünkü destek verenler listesinde adım anılmamış (doğal olarak belki de). olsun, bunun ne önemi var,maksat iş yapılsın, yürüsün. <br />
<br />
ama öyle ise açıklama gereği duyarım: bütün bu pedagojik kaygıların yersiz olduğunu nasıl söyleyip iddia edebilirim! benim söylemek istediğim, birşeyi yıkarken yerine birşey koyun, yıkıp bırakmayın! çünkü eleştirmek,beğenmemek kolay,yerine ondan daha mükemmelini koymak zordur (ama imkansız değildir)<br />
<br />
ben daha önce sözünü ettiğim ilçedeki oyunları izleyince şunu önermiştim:<br />
her katkıda bulunana bir teşekkür belgesi verilsin. bunun bir külfeti yok ama o çocuk, öğrenci, genç bunu bir ömür boyu saklayacak belki de... ve kendini tiyatrocu olarak hissedip böyle bir kimliği olduğunu da düşünecek. (hani koca koca adamlar tv'ye çıkıp "ilk olarak sahnenin tozunu ilkokul 2.sınıfta yutmuştum" diye unutulmaz bir başlangıçtan söz etmezler mi? halbuki o çocukluğa gitseniz yaptığı çok çok basit de birşeydir üstelik... ama sahne büyüsünü ilk yaşama budur ve unutulası da değildir; çok da önemlidir)<br />
<br />
bir de gencin yaptığına önem ve emek verilerek, içselleştirilerek,ciddiye alınarak, dikkatle bakılsın isterim. benim yarışma meselesiyle anlatmaya çalıştığım budur. yoksa "yarışma" yapılsın derdinde değilim asla. insan yavrusunun en kırılgan döneminde filizlerini koparan bir tavra-eyleme nasıl taraf olabilirim yoksa, mümkün mü?<br />
<br />
3-öfkeli ve de tepkili söylemimin sebebine gelince: şu elit olmaya, şu tiyatro kapsamına sığdırılan "yüce" "tanrı vergisi" "ayrıcalıklı" "jakoben" tavra, şu bizim memlekette çokça gözlemlediğimiz "sanatçılar-tiyatrocu elitler kastı"na öfkeliyim!<br />
<br />
iki örnek vermek isterim:<br />
a)bir "gençlik tiyatroları festivali" ödül töreninde ta 1978'lerden beri gözümde büyüttüğüm büyük üstad,hoca,prof.özdemir nutku onur ödülü almak için sahneye çıkıyor ve onca tiyatro heveslisi gence mealen (hatta neredeyse aynen) şunları söylüyor:"şimdi siz şöyle bir sahneye çıktınız diye kendinizi tiyatrocu filan sanmayın, bu öyle herkesin yapacağı basit bir iş değildir, bir yetenek ve de birikim işidir, bunun için yıllar süren çalışmalar,fedakarlıklar gereklidir..." şeklinde devam eden buz gibi laflar...<br />
<br />
el cevap:eee hocam, onlar bunu zaten biliyorlar, hissediyorlar ve de o "erişilmezliğin" hayalini kurmaya tevessül ettikleri için buradalar...sen ne sallıyorsun şimdi ey kendini beğenmiş köfte, bunca umur yetmedi de sana...<br />
<br />
şimdi bende mi bir dangalaklık var diye sormadan edemiyorum. kulaklarıma inanamadım doğrusu.ya da bu adamın söylediği çok doğru birşey de ben mi ters algılıyorum?<br />
<br />
b)öyle öğrencilerim oldu ki, "işte yarının münir özkul'u, ismail dümbüllü'sü!" dediğim tipler. konservatuar sınavlarına yönlendiriyorum. ne umutlar,heyecanlar,hayallerle. çocuklar gelip sınav anındaki ayrıntıları anlatıyorlar. aman tanrım, evlere şenlik haller, ciddiyetsizlikler (istenirse ayrıntıları bir bir anlatırım). kim yapıyor bunları, tiyatronun seksenine bile gelmiş olsa hala divası, duayeni olma tahtını kimselere asla terketmeyen-etmeyecek olan büyük dehaları.<br />
<br />
ve para,bina, hoca, imkan,her şey devletten olmasına rağmen koca 70 milyonluk ülkemden seçile seçile 10 öğrenci seçiliyor, on bir değil asla.ve onlar da kim? bilmem hangi tiyatro-sanat dehasının oğlu,torunu,yeğeni,akrabası,tanıdığı...<br />
<br />
kahrolun e mi?<br />
bu insanlarımın belleksizliği, "yüce devlet baba"ya kayıtsız şartsız teslimiyeti sizi daha ne kadar orada tutacak acaba?<br />
<br />
bu güzel ülkeye,bu kaderine terkedilmiş zavallı millete böyle vicdansızca kıymaya o seçkin-elit tiyatrocu yüreği nasıl razı gelmekte acaba?<br />
ondan sonra da utanmadan, insanlar tiyatroya gelmiyorlar,ne yapalım deyip ağlaşırsınız öyle mi? bunlar yalan ağlaşmalardır<br />
elbet.o kadarı size yetiyor çünkü,açıkoturumlarda,söyleşilerde,reklamlarda hep siz varsınız yetmez mi?<br />
<br />
BUNLAR GERÇEĞİN BİR KISIM RESMİ TABİ. DEĞİŞİYOR DÜNYA DURMADAN, ONLARIN ENGELLEMELERİNE TIKAMALARINA RAĞMEN,DEĞİŞECEK DE. AMA ATİNA'DA TAM 69 TİYATRO TOPLULUĞU SIRF GEÇİMLERİNİ BU İŞTEN SAĞLAYARAK YIL BOYU PERDE AÇIYOR. BİZDE TOPLULUKLAR BİR-İKİ AY PERDE AÇIP KAPATIYOR, DEVLET YARDIMIYLA AYAKTA DURUYOR.VEYA HERKESİN BAŞKA BİR İŞİ DE VAR,YOKSA AÇ KALACAK. bu yüzden TİYATROLAR,SİNEMALAR,DİZİLER TUHAF ABSÜRD TV ŞOVLARINDAN MANKENLERDEN VS."OYUNCU" DEVŞİRİYOR, (yukarıda anlattığım nedenlerle)<br />
<br />
neyse uzun oldu lafı çok mu uzattım, kusura kalmayın, sabır gösterip okuduysanız az mı teşekkür ederim hoş kalın,sağlıkla kalın. tekrar teşekkürler,başarılarınızın devamını dilerim. sizi destekliyorum hem de bütün kalbimle...uğurlu ellerinizden öperek e.keşmer.EĞİTİMCİLER TİYATRO YARIŞMALARINI TARTIŞMAYA AÇIYOR!http://www.blogger.com/profile/18269092028147708090noreply@blogger.com