Tiyatro ve Eğitim Camiası Kamuoyuna
Ocak 2010’da sanat, tiyatro ve drama eğitimcilerinin çağrısıyla başlayan YARIŞ(MA!) YARIŞTIR(MA!) kampanyasında 3 hafta sonunda 166 birey ve kurum kampanyayı desteklediğini belirterek imza atmıştır. Hatırlanacağı üzere kampanyanın temel hedefi tiyatro yarışmalarının çocuklar, gençler ve yetişkinler üzerinde yarattığı psikolojik ve pedagojik hasarlara dikkat çekmek, sanatın rekabet, sansür ve yargılama nesnesi olarak kullanılmasına itiraz etmekti.
Kampanya sürecinde www.tiyatrobiryarismadegildir.blogspot.com adresinde görüş belirten tiyatrocuların, sanat ve drama eğitimcilerin ortaya attığı görüşler şu şekilde özetlenebilir.
1) Yarışma formatında düzenlenen tiyatro festivalleri ortaya çıkardığı sorunlar göz önüne alındığında iptal edilmelidir. Tiyatro sanatı üreticisini baskı altına almadan ve özgürce yapılmalıdır. Bir sanat dalı olarak tiyatro standart bir ölçme-değerlendirmeye tabi tutulamaz. Bu anlamda estetik beğeninin tek-tipleştirici ölçütlerle değerlendirilmesi bilimsel değildir.
2) Sanatsal niteliği artırmak için kriterler gereklidir, ancak salt yetişkin ve uzman mantığına dayalı jüri sistemi farklı problemleri devreye sokmaktadır. Salt ürün ve sonuç merkezli bir eleştiri pratiğini esas alan jüri anlayışı lav edilmelidir. Sanatın nitelikli yapılmasını teşvik etmek için eğitsel paradigmayı esas alan, süreç-merkezli ve demokratik perspektifle hareket eden uzmanlar topluluğu devreye sokulmalıdır.
3) Bazı eğitimciler tek-tipleştirici müsamere mantığının kırılması için tiyatro yarışmalarının olumlu işleve sahip olduğunu belirtmektedirler. Örneğin okul yönetimleri sırf yarışmalar olduğu için tiyatroya maddi manevi yatırım yapmakta ve destek vermektedir. Bu görüşün bir gerçekliğe dayandığı aşikardır. Ancak kampanyayı düzenleyen eğitimciler yarışma formatının tiyatronun yeşermesi ve gelişmesi için tek çözüm olmadığını düşünmektedir. Yarışmaya rağmen tiyatro, ilkesel olarak reddedilmelidir. Ayrıca yarışmaların kaldırılması tiyatronun iptali anlamına gelmemektedir. Asıl hedef ve amaç ilgili kurumları, “rekabetçi ve sansürcü olmayan” bir festival mantığına ikna edebilmek olmalıdır. Güç birliği yapıldığında, somut ve yapıcı taleplerle ortaya çıkıldığında bu haklı talebin karşılığını bulacağı aşikârdır.
4) Canlı performansa dayalı bir sanat türü olan tiyatro söz konusu olduğunda, öğrencilere verilecek ödüllerin yarışma havasını kıracak şekilde düzenlenmesi daha uygun olacaktır. Sonuç-merkezli çalışan profesyonel alanı birebir taklit edecek şekilde ödül törenleri yapılması yerine, alternatif ödül mekanizmaları yapılabileceği ifade edilmiştir. Bu yüzden de geçici haz veren ya da kalıcı hayal kırıklığı yaratan ödül anlayışının değişmesi önerilmektedir.
5) Tiyatronun toplum tabanına yayılması, geleceğin seyircisi ve sanat üreticilerinin yetişmesi bağlamında asıl önemli olan devletin ve özel sektörün sanata altyapı desteği vermesidir.
Bizler aşağıda imzası bulunanlar, yukarıdaki taleplerimizin hayata geçmesi noktasında imza kampanyasını şimdilik bitiriyoruz. Bundan sonraki süreçte MEB ve özel okullarla heyetler bazında görüşmeler yapılması kararı alınmıştır. İlk etapta Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı, İNGED (İngilizce Eğitim Derneği) ve İstanbul’da Türkiye Özel Okullar Birliği ile görüşülecektir. Görüşme sonuçları kamuoyuna açıklanacaktır. Tiyatrocuların başlattığı bu kampanyanın diğer sanat alanlarında çalışan eğitimcilerin de gündemine gelmesini arzuluyor ve “en iyi ödül hak edilmiş alkıştır” diyerek esenlikler diliyoruz.